EN GÜZEL VARLIK SAĞLIKTIR...

LENFÖDEM

Lenfödem lenfatik drenajdaki anormallik sonucunda cilt altı yumuşak dokuda lenf sıvısının birikmesine bağlı vücudun bir bölümünde şişlik meydana gelmesidir. En sık bacaklarda görülmekle beraber, kolda, yüzde, boyunda ve dış genital bölgede de görülebilir.

Lenfatik drenajdaki bozulma nedeni primer (doğuştan) ya da sekonder (sonradan ikincil nedenler) olabilir. Lenfödem, yaygın bir hastalık olmasına karşın hastalar tedavi olacak merkez bulmakta güçlük çekiyor.

Primer lenfödem en sık kadınlarda ve menstrüasyonun başladığı puberte döneminde görülür. Bu hastalarda en küçük bir travma sonucu oluşan doku sıvısı anormal lenfatikler nedeniyle uzaklaştırılamaz.

Sekonder lenfödem en sık nedenlerinden biri meme kanseri olan hastaların tedavileri sırasında ya da sonrasında oluşan lenfödemdir. Meme kanseri tedavisinden sonra lenfödem görülme sıklığı %25 tir. Lenfödem gelişen kadınların çoğunda meme operasyonundan sonraki ilk 4 yıl içinde çıkmaktadır. Lenf ödemi olan dokular enfeksiyon riski yaratır.

Hastalığın başlangıcında hastalar kollarında bir ağırlık ve rahatsızlık hissinden bahsederler. Bu evrede şişlik yumuşaktır ve genellikle gece geriler. Devamında şişlik sertleşir ve deri kurudur. Kol hareketleri kısıtlanır, kolda uyuşukluk ve sertleşme olabilir.

Erken tanı ve tedavi lenfödemin ilerlemesini engelleyebilir. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon doğrultusunda kompleks boşaltıcı fizyoterapi uygulanır. Kompleks boşaltıcı fizyoterapinin eğitim almamış kişiler tarafından uygulanması geri dönüşsüz ve istenmeyen sonuçlar doğurabilir..Manuel lenf drenajı kompleks boşaltıcı fizyoterapinin en önemli aşamasıdır ve özel bir tekniktir eğitim gerektirir. Amacı sıvının diğer sağlam lenf nodullerine aktarmaktır. Özel el tutuş şekilleri vardır. Cilde nazik ve ritmik bir basınç uygulanır. Bu teknik derinin tam altındaki yüzeyel lenf damarlarına hafif basınçla uygulanır.

Lenfödemde tedavi seçenekleri
Günümüzde lenfödemi tamamen tedavi eden bir yöntem bulunmamaktadır. Ancak bazı tedavilerle lenfödemin ilerlemesi durdurulabilir veya geciktirilebilir. İleri evredeki lenfödemlerde nadiren ameliyat yapılabilir. Ancak ameliyat yapılsa bile diğer ilaç ve fizik tedavi yöntemlerinin mutlaka uygulanmağa devam edilmesi gerekir. Ameliyat, hafif ve orta derecede belirtileri olan lenfödemlerde uygulanan bir yöntem değildir. Ameliyat dışı tedaviler daha az komplikasyona neden olur ve belirtilerde daha fazla iyileşme sağlar. Enfeksiyonlar, lenfödemin belirtilerini ağırlaştırabildiği için sık enfeksiyon gelişen hastalarda riski azaltmak amacıyla antibiyotikler kullanılabilir. Ayrca, dokularda aşırı biriken proteinin uzaklaştırılmasına yardımcı olarak ödemin çözülmesini kolaylaştıran çeşitli ilaçlar kullanılabilir. Lenfödem tedavisinde en çok kabul gören yöntem kompleks fizik tedavidir (KFT). Bu tedavi 4 bileşenden oluşur. KFT’nin ilk bileşeni el masajı ile lenf sıvısının dokulardan uzaklaştırılmasıdır (Manuel lenfatik drenaj=MLD). Lenf akımını sağlamak için her gün el ile nazik masajlar ve ya fizyoterapi yapılır. KFT’nin ikinci bileşeni kompresyon (dışarıdan basınç) tedavisidir ve her bir MLD seansından sonra kol veya bacağın sıkıca sarılmasıyla lenf sıvısının dokuda yeniden birikmesini önler. (Kompresif bandaj) Ödemde en fazla gerileme sağlandıktan sonra (bazen 1 ay süreyle her gün MLD uygulayarak) kol ve bacağa tam uyan özel bir basınçlı sargı veya varis çorabı uygulanır. KFT’nin son iki bileşeni ise titiz bir cilt bakımı ve egzersizlerdir. Günlük egzersizlerin amacı kas tonusunu iyileştirmek ve lenf akımına yardımcı olmaktır. Egzersizler sırasında basınçlı sargı veya varis çorabı uygulanmalıdır.

Pnömatik Kompresyonun Lenfödem Tedavisindeki yeri
Kol veya bacağın etrafını saran hava yastıklarının bir pompa aracılığıyla şişirilerek uygulanan pnömatik kompresyon tedavisinde, biriken lenf sıvısını, dışarıdan basınç uygulamak suretiyle dokulardan uzaklaştırıp dolaşıma katmak amaçlanmaktadır. LENF SIVISINDA protein, su, ölü hücreler , toksinler, ve bazı yağlar. Kanda bulunan protein miktarının yaklaşık yarısı ve kan akımından sızan 1-2 litre su lenfatik sistem vasıtasıyla kan dolaşımına geri döndürülür. Lenfatik sistem bu sıvıyı yeniden kan dolaşımına taşıyamazsa sıvı dokularda (örneğin bacaklarda ve kollarda) birikir ve bu da şişkinliğe neden olur. Vücudun çeşitli bölgelerinde (örneğin kasıklarda ve koltuk altlarında), lenf sıvısının akım yolu üzerinde bulunan lenf bezleri bir filtre görevi yaparak lenf sıvısının kana karışmasından önce ölü hücreleri, kanser hücrelerini, bakterileri ve toksinleri süzer ve temizler.

Düşük enerjili lazerin Lenfödem tedavisindeki yeri
Düşük enerjili lazer terapisi Amerikan FDA kurumu tarafından lenfödem tedavisinde onaylanmış bir uygulamadır. Meme kanseri sonrası gelişen lenfödemle ilgili yapılan çalışmalarda kolun hacminin azaltılmasında, skar (sert doku) dokusunun dağıtılması ve gerginliğin azaltılarak eklem hareket açıklıklarının artırılmasında faydalı bulunmuştur. Lazer uygulamasının lenf akımını artırarak, sıvıdaki aşırı protein miktarını azaltarak ve skar dokusunun alttaki sağlıklı dokuya yapışma kabiliyetini azaltarak etki ettiği düşünülmektedir.